4 Aralık 2013 Çarşamba

Parayı Bulmanın Yolu

Ortağımla hararetli tartışmalar içindeydik. Birçok konuda fikir ayrılığına düşüyor, fikir teatrisi yapmakta zorlanıyorduk. Sanırım bunun nedeni yalnızca 2 saattir ortak olmamızdı. Bir bankanın banko sırasında ben 561 numaraydım, o 562. Bunu ayrıntı, insanların banka kuyruğunda beklerken “Çıksın” diye dua ettiği türden bir ‘Muhabbet Başlatıcı’lardandı. Banka kuyruklarının sıkıcılığından ve sistemin değiştirilmesi gerektiğinden bahsettiğimiz muhabbet, sistemin genel olarak bozukluğundan geçerek yeni iş fırsatlarına kadar gelmişti. Tabii ki bu muhabbette “İnsanlarda sermaye var, kafa yok. Bende o sermaye olacak, neler yaparım. Ufff.” Klişesi ne uğramadan edemedik. Nihayet, beraber e-kuru gıda sektörüne atılmaya karar verdik. Yani basit olarak, anamızın babamızın memleketten yolladığı mercimeği, tarhananı, döğürcüğü internetten satacaktık.




İnternet üzerinden kuru gıda satma işi ilk başta çok mantıklı gelmişti. Çünkü görüşümüze göre şehir yaşamında yoğrulmuş elit kitle bu tarz doğal gıdalara hasretti ve piyasada inanılmaz bir açık vardı. Yani hesaplarımıza göre her beyaz yakalı elit kişi “Ya şehirde iyice makineleştik aağbi, köye gidelim. Ama şimdi gitmeyelim, latte içelim biraz. O arada da köğv gıdası tüketip otantik olalım” dese köşe olacaktık. Her şey tamamdı. Sorun ise isimde çıktı. O, koyduğum ‘Eray’ ismine itiraz edip başka bir isim bulmamız gerektiğini söylüyordu. Bense onun ismi Ertan’ın E’si ve benim ismim Eray’ın –ray’ı ile adaletli bir dağılım olduğunu düşünüyordum. Sonunda ortak karar vererek 2 saat süren ortaklığımızı bitirdik.



Anladım ki e-ticaret eğitimi almadan, marka eğitimi ile kendini geliştirmeden olmuyor bu işler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder